
Ayrıntılardaki Hayatın Anlamı
- Hazel
- Ocak 15, 2025
Çok zeki kadınlar gördüm; öyle ki, insan bakınca kendine çeki düzen verme ihtiyacı hisseder. Hatta birine “anne” dedim. Kadın, ayrıntıdadır; işin inceliğinde… Öyle bir incelik ki, bunu yalnızca dikkatle bakanlar fark eder. Aslında, bunu görmek o kadar da zor değildir. Çünkü hangi kadın gözlerine kahverengi simli bir çizgi çeker? Hangi kadın hem överken hem de sitem ederken yüzünden anlayışlı bir tebessüm eksik eder? Hangi kadın, sulu köfte yemeğine, yenmese bile renk katsın diye kırmızı ve yeşil biber koyar?
Biz kadınlar işte fark ederiz. Büyük resme değil, o resmin çizildiği tuvalin arkasındaki zımbaların sıralanışına bile bakarız. Resimdeki evleri değil, o evlerin içindeki sıcaklığı, samimiyeti hissederiz. Çünkü o evlerdir ki, içinde büyüyen çocuklara hayatın en güzel derslerini verir. İnsanlığın geçmişi de geleceği de o tablolardaki yuvalara bağlıdır. Şunu da unutmamak lazım, Tüm anneler özeldir. Çünkü her çocuk, dokuz ay boyunca annesinin içinde yaşamış, onun kalbinin atışını dinleyerek dünyaya gözlerini açmıştır. Sonra, yıllar boyunca onun ilgisine ve sevgisine muhtaç kalmıştır. Ve işte bir kadın, bunların tümünün farkındadır. Belki de bu yüzden kadına ilahi bir hediye olarak çok boyutlu düşünme yetisi verilmiştir. Küçükken bunu anlayamasam da, dönüp baktığımda, o kadınlardan birinin benim evimde yaşadığını daha iyi görüyorum.
Bizim ailede bir gelenektir patatesli yumurta. O kadar patates tüketiriz ki, Osmanlı zamanında İrlanda’ya yapılan tüm patates yardımları bizim soframıza yetmezdi herhalde. Ama ben, küçükken, her ne hikmetse yumurtayı asla yemezdim. Ne var ki, ev halkının çoğunluğunun oyuyla her pazar patatesli yumurta yapılırdı. Bir pazar sabahı, artık hangi çocukça inadım tutmuşsa, annemle tartışmıştık. Annem çok otoriter bir kadındır. O sabah, “Kahvaltıda aç kalırım ama anneme de acındırmam” diye düşünüyordum. Derken önümde bir tabak belirdi. Başımı masadan kaldırdığımda, tabağımdaki patatesler, adeta beni selamlıyor gibi bakıyordu. Yumurtasız patatesler…
Ben dersimi almıştım kadınların ne kadar ince düşünebildiği hakkıda, bunu da bana annem bir tabak patatesle öğretti. Annem, bana kızgın ve kırgınken bile beni düşünmüş, bir tabak hazırlamıştı. Annem, o sabah, o koca dünya tablosundaki minik evimizdeki minicik beni görmüş; bana yumurtasız patatesle de olsa sevgisini göstermişti. Artık gözyaşlarımı tutamıyordum. Annemin bu unutulmaz düşünceliliği karşısında, bir anda büyüyüp saygıyla gömleğimin düğmelerini iliklemek istedim.
Ve işte o zaman anladım: Kadınların yaptığı şey sadece yemek yapmak, ev toplamak, birilerine yetişmek değildir. Kadınlar, bir tabak patateste bile sevgiyi anlatabilecek kadar büyük yüreklidir. Çünkü kadın, ayrıntılara hayatın anlamını sığdırandır.