Olmak Ve Ölmek Arasında Bir Mutabakat
- Nemocuuk
- Nisan 8, 2025
Oldun bile!
Öldün, ve oldun.
Olanlar ölür mü?
Ölenler olur mu?
Mürekkep döküldü kağıda.
Oldu mu, öldü mü?
Her ölüm bir oluş
Her oluş, bir ölüm müdür?
Mevt mevte bu kadar yakınken
Hayat, nurunu nerede bulur?
Nerede kaybeder?
Kaybeder mi?
Nur, sonsuz;
Sonsuz, nur değil mi?
Nurları nurlandıran değil mi?
O zaman nurlar içinde yatmak için
Ölmek, ölebilmek gerek.
Gerçek ölenler, gerçek olanlar
Asla ölmeyenlerdir.
Gerisi ne gerçek, ne de gerçek..
Ne gerçek ola, ne gerek ola…
Asıl ölenler olamayanlardır muhakkak.
Aslolansa ölmemek, ölmeyen olmaktır.
Aşık olabilmek.
Neden?
Aşıklar ölmez de ondan.
Ölen ne?
Bilmem.
Olan ne?
Bilmem.
Bilmek ne?
Bilen ne?
Bilene?
Bilmem.
Aya bakar bazen insan.
Aşk’ı görür.
Ay, on dördünde aşkı anlatır insana
Parıl parıl bir hayat
Parıl parıl bir ölüm
Parlar insan bir gece ay ışığında
Belki de hayat parlar ona
O da yansıtır hayatı gözlerinde
İnsan, ayna olmaktan başka ne işe yarar ki zaten?
Ve ben, bu satırları yazamıyorum.
Helal(!) bana…
Ölümün gerçeğini
İtiraf edemiyorum
Ne kendime,
Ne de dünyaya.
Ölüm, acı bir olgu.
Benimse ellerim kollarım bağlı.
O vakit gelene kadar
Yaşamaya devam.
Yaşamak da bir garip olgu
Ona bakılırsa.
Ne kendini,
Ne de yaşamayı bulamamış
Bir insanoğlu şu ben dedikleri.
Neden yaşamaz insan?
Neden ölmez?
Neden yaşamayı da ölmeyi de ciddiye almaz insan?
Neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar?
Neden hiç yaşayamamış gibi ölür?
İnsan olmanın hakkını veren
Ölmez mi gerçekten?
Ölüm ne?
Bir terk-i diyar.
Ne adem
Ne elem.
Ne diyelim
Canımız sağ olsun.
…
Bir kan damladı defterime
Bir kan, uzaklardan
Bir kan, aşka kanan
Bir kan, ey gönül, bari sen uyan