Küçük Prens

Küçük Prens Mercan Şubat 15, 2025 Kitap Özeti B612 gezegeninin tek yerlisidir Küçük Prens. Çok özür dilerim, bir de gülü var! Gözünden bile sakındığı, ona bir şey olmasın diye gece gündüz çabaladığı gülü. Sahra çölüne uçağı düşen bir pilotun ağzından dinleriz Küçük Prens’in hikayesini. Aç, susuz, uçağını nasıl tamir edeceğini düşünen pilotun yanına sarışın küçük bir çocuk gelir ve ondan bir koyun çizmesini ister. Pilot bunu kabul ettikten sonra ikisi arkadaş olurlar ve Küçük Prens, Pilot’a gezegeninden bahsetmeye başlar. Yabani otlar çıkmasın diye her gün nasıl özene bezene bütün gezegeni (zaten pek büyük sayılmaz) temizlediğini, bir gün gülünün bir yerlerden tohum olarak gelip gezegene yerleştiğini ve kendisinin güle nasıl aşık olduğunu anlatır. Küçük Prens’in gezegenler arası yolculuğu ise, gülünün ona söylediği bir yalanı fark etmesiyle olur. Küçük Prens’in yolu, Dünya’ya düşer. Çölde kendisine zehrini teklif eden bir yılan ve evcilleştireceği bir tilkiyle tanışır. Türünün tek örneği olduğunu söyleyen gülünün yalanını ortaya çıkaran bir gül bahçesi ise cabası… Küçük Prens, dar kafalı yetişkinlerle tanıştıkça şaşkınlığını gizleyemez. Yetişkinlerin insanlara emir verme, her şeye sahip olma ve sürekli pohpohlanma istekleri ona çok manasız gelir.Bir çocuk kitabı olarak geçse de yetişkinlerin çocuklardan daha derin anlamlar bulabileceği ve dersler çıkartabileceği bu romanı herkes hayatında en az birkaç defa okumalı… Yazarın Biyografisi Antoine de Saint-Exupéry, 29 Haziran 1900’de Lyon, Fransa’da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra Ecole des Beaux-Arts’ta, mimarlık fakültesine girdi. Mimarlık fakültesinden sonra 1921’de, Fransız Hava Kuvvetlerine teknisyen olarak katıldı. Pilotluk eğitimi almak için Strasbourg’a gönderildi. 1926 yılında yazarımız, Toulouse ve Dakar’da posta servisi yapan uçağın pilotluğunu yaptı. Bu yıl onun için bir dönüm noktası oldu. İlk kitabı olan “Güney Postasını” bitirdi. İlk uçuş deneyimlerini anlatan bu kitapta, Antoine Arjantin bölge sorumluluğuna getirildi. Arjantin’deki macerasını anlatan “Gece Uçuşu” adlı romanını yazdı. II. Dünya savaşında Fransa, Almanyanın işgaline uğradı. Fransanın savaşı kaybetmesi ile beraber 1938’ de Amerika’ya gitti. Amerikada en çok beğenilen “Dünya ve İnsanlar ile Savaş Pilotu” ve “Küçük Prens” kitaplarını yazdı. Ülkesinin işgali durumunda yardım etmek isteyen Antoine, 31 Temmuz 1944’de Akdeniz’de görevdeyken uçağı vurulup hayatını kaybetti. Antoine de Saint-Exupérynin kitabı Küçük Prens Cesar ödülünü aldı. Kitabın İncelemesi “Gökyüzüne bakın ve sorun kendinize: Evet mi hayır mı? Koyun çiçeği yedi mi, yemedi mi? Bakın nasıl her şey değişecek…” Küçük Prens ilk kez çiçeğinin koyun tarafından yenildiğine dair endişelerini anlattığında, muhattabı başlangıçta onu önemsemez. Çünkü onun düşünmesi gereken daha önemli şeyler vardır. Örneğin, uçağını tamir etmek ve eve geri dönebilmek gibi. Zaten yetişkinlerin her zaman daha önemli işleri yok mu? Aslında, bazen güne küçük bir çocuk gibi bakmak gerekir, merak ve heyecanla. Ellerini gökyüzüne uzatarak, “O ne öyle?” diye sormayı unutan yetişkinler, ölü ruhlar gibi trenlere binip inerler. Yıllarca bir hedefe yürürler, fakat bir gün bile kafalarını kaldırıp yolun etrafındaki olağanüstü manzaraları görmekten acizdirler. Evet, belki de ancak yukarıdaki bir gezegene bakıp “Koyun çiçeği yedi mi, yemedi mi?” sorusunu sorduklarında evrenin sırlı kapıları onlara açılacaktır. Arkadaşlarınızla paylaşmak için… Diğer Yazılarımıza da Göz Atın Şebnem Ferah Sanat & Kültür Hindistan
Fred Eversley

Fred Eversley Süheyla Toksoy Şubat 15, 2025 2022 sonbaharında, California, Costa Mesa’daki Orange County Sanat Müzesi, Işık ve Uzay hareketinin öncülerinden biri olan Fred Eversley’e övgüyle yeni binasının açılışını yaptı. Işık ve Uzay hareketi, izleyiciye aktif ve çoğu zaman duyusal katılım gerektiren ve çarpıcı bir paradoks sunan geometrik ve analitik parçalardan oluşur. Bir mühendis olarak NASA ile çalıştığı zamanlardan optik olarak büyüleyici estetik heykeller yaratmaya başladığı zamana kadar, Fred Eversley’nin çalışmaları, sanat ve bilimin örnek bir birleşimidir. Bir genç olarak, Fred Eversley, babasının laboratuvarında bir döner tabla üzerinde Jell-O dolgulu pasta tepsisi ile içbükey parabolik oyuklar oluşturur. Mühendislik okuduktan sonra, 1967’de sanatçı olur ve heykel pratiğinde elli yılı aşkın zamanda merkezcil kuvvet tekniğini sonsuz varyasyonlarda esas olarak uygular. Sanat dünyasının, kendi kuşağının Siyah sanatçılarını ihmal etmesinden mustarip olan Eversley, “Ben evrensellikten yanayım” diyor. Orange County Sanat Müzesi’nde 8 Ekim 2022’de açılan “Fred Eversley: Reflecting Back (the World)” sergisi, 2 Ocak 2023 tarihine kadar reçine parçalarla izleyicisini büyülemeye devam edecek. Arkadaşlarınızla paylaşmak için… Diğer Yazılarımıza da Göz Atın Şebnem Ferah Sanat & Kültür Hindistan
Newport’u Gezelim!

Newport’u Gezelim! Dilara Özdemir Şubat 15, 2025 Gezimize başlamadan önce biraz tarihi, ilginç bilgiler için hazır olun! Amerika’nın bayrağında bulunan 50 yıldız, 50 eyaleti; 13 çizgi de, 13 orjinal koloniyi temsil etmektedir. Rhode Island, bayrağın 13 çizgisinden birini temsil eden Amerika’nın en küçük ve en eski eyaletlerinden biridir ve insanlar çoğunlukla New York eyaletinin bir şehri olan Long Island ile karıştırırlar. Eyaletin ortasından okyanus geçtiği ve yeteri kadar köprü bulunmadığı için bir ucundan diğer ucuna gitmek en fazla bir kaç saatinizi alacaktır. Her eyaletin bir lakabı var, Rhode Island’ınki ise “Okyanus Eyaleti” Amerika’nın en popüler turistik ve eski yerlerinden biri olan Newport, Rhode Island’ın güneyinde bir sahil şehridir. Newport’ta yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri, uzunluğu 3.5 mil (5.6 km) olan sahil kıyısından geçen “Cliff Walk”ta yürümek olacaktır. Yaklaşık iki saatte bitirebileceğiniz bu yol, tarihi köşk ve malikanelerin yanından geçmektedir. Rhode Island hakkındaki bir diğer ilginç bilgi ise “The Great Gatsby” ve “The Gilded Age” gibi birçok yapımın, Rhode Island’daki bu malikanelerde çekilmiş olmasıdır. Bu malikanelerin en meşhurlarından biri: The Breakers. Hala gidemedim, o yüzden paranıza değip değmediği konusunda bir fikir belirtemeyeceğim maalesef. Ama gitmeyi çok istediğimi de ve yapılacaklar listemde olduğunu söylemek isterim. Giriş ücreti, 6-12 yaş arası çocuklar için 10$ iken, 12 yaşının üstündekiler için 29$’dır. Evet, kulağa biraz pahalı geliyor ama bir daha ne zaman 1895’te inşa edilmiş ve hala eskisi gibi şatafatını korumuş bir malikaneye gitme fırsatı bulabileceksiniz ki? Eğer Rhode Island’da bir tanıdığınız varsa, kütüphaneden kuponlu bilet alıp yarı fiyatına bu görkemli köşkleri gezebilirsiniz! Cliff Walk’tan ayrılmadan önce, eğer bir Taylor Swift fanıysanız, Cliff Walk’ta yürürken onun evine dikkat etmeyi unutmayın! Size bir tane restoran önerisi vereceğim. Çok fazla dışarıda yiyen birisi değilim, o yüzden çok karşılaştırma yapamayacağım maalesef ama ben yediklerimi beğendim ve fiyatları normaldi, özellikle turistik bir mekan olduğunu düşününce. Crown Chicken & Kabab Evet, Newport gibi asil ve elit bir yerde bile olsak kebap her zaman canımız, ciğerimiz. Ama ben çizburger ve patates kızartması söyledim, ters köşe beklemiyordunuz değil mi! Normalde soslu hamburger sevmem, sipariş verirken istemediğimi hep belirtirim ama bu sefer söylemeyi unuttum. Yine de çok güzeldi, bence çizburgerini deneyebilirsiniz. Siz de soslu sevmiyorsanız, yine de belirtmeyi unutmayın! Yemeğinizi alıp deniz kenarında piknik yapmaya gidebilirsiniz, biz öyle yapmayı tercih ettik ve bundan çok keyif aldık. Babam deniz kenarındaki taşları sektirirken ben de özendim ve denedim. (Babam çok güzel taş sektirir, bir seferde 8-10 tane sektirmişliği vardır.) Ama ben maksimum iki-üç tane yapabildim. Tabii ki bütün suç dalgadaydı. Son olarak, Newport’a gelmişken bir de International Tennis Hall of Fame’i görmeden gitmek olmaz. Buraya, Newport’a, bir önceki gelişimde arkadaşımla uğramıştım ve çok eğlenmiştik. Hem bir müze gibi eski zamanlardaki tenis kıyafetlerini, toplarını, sopalarını görebiliyorsunuz hem de eğlenceli aktivitelerle tenis tarihini öğrenip genel kültürünüzü geliştirebiliyorsunuz. Bizim favorimiz tenis maçı seslendirmekti. Ekranda söylemeniz gerekenler yazıyor ve siz sanki maçı sunuyormuşçasına heyecanlı bir tonda ekrandaki yazıları okuyorsunuz. Biz bunu yaparken kendimizi videoya çekiyorduk ama o kadar çok güldük ki doğru düzgün okuyamadık. Seslendirme birkaç dakika sürüyor ve kaydediliyor, daha sonra sizin e-posta adresinize o kaydı gönderiyorlar. Ses kaydını ve videoları tekrar izlerken daha da çok güldük. Kesinlikle denemeniz lazım! Tam çıkarken boş bir oda gördük ama ne olduğunu anlayamadık. Çıkıştaki güvenlikçi amca bize hologram görüp görmediğimizi sordu; meğer siz o odanın içine girdiğinizde karşınızda meşhur bir tenis oyuncusu beliriyormuş ve size tenis tarihini anlatıyormuş! Veee, şimdilik bu kadar! Newport’ta yapılacak o kadar çok şey var ki, belki de bu yazının ikinci bölümünü kaleme alırım! Umarım o zamana kadar Breakers’a gitmiş olurum… Arkadaşlarınızla paylaşmak için… Diğer Yazılarımıza da Göz Atın Şebnem Ferah Sanat & Kültür Hindistan
Oblivion Grubu

Oblivion Grubu Ismail Kenel Şubat 15, 2025 Merhaba müzik tutkunları! Ben İsmail Talha ve size Oblivion Band ile olan inanılmaz yolculuğumuzu tanıtmaktan dolayı heyecanlıyım. 19 yaşında bir lise öğrencisiyim ve sıradan biri olduğum söylenemez. Bir gitarist ve arka vokalist olarak çift görev yapmaktayım ve sizinle paylaşacak heyecan verici bir hikayem var. Son iki buçuk yıldır Berlin’de yasiyorum ve bu süre zarfında Almanca’yı hızlica öğrendim. Bu canlı şehirde, ben ve yetenekli diğer öğrenci arkadaşlarım, kendi grubumuzu oluşturmanın heyecan verici macerasına atıldık. Hikayemiz 2022 yılı Haziran ayında ilk pratik seanslarımızı düzenlediğimizde başladı. İlk gösterimizden sadece 1.5 ay sonra kazandığımız ivme, hayranlarımızın ve destekçilerimizin sarsılmaz desteği sayesinde şaşırtıcıydı. Oblivion Band, temelde rock müziğe dayanıyor, ancak müzikal sınırları aşmayı seviyor. Çeşitliliği seven bir ekibiz ve alternatif rock, Anadolu rock ve hatta en eğlenceli pop şarkılarının sınırlarını zorluyoruz. Grubumuz altı tutkulu üyeden oluşuyor ve aralarında bir bas gitarist, üç gitarist (ki ben de bu gruptayım), yetenekli bir davulcu ve büyüleyici bir şarkıcı bulunuyor. Bu yıl bizim için inanılmaz bir yıl oldu. Almanya’nın farklı şehirlerinde unutulmaz bir tur gezisi yaptık ve Kassel, Leipzig ve Ulm gibi şehirlerin sahnelerini aydınlattık. Tabii ki, Berlin, ev şehrimiz, bizi en çok ağırlayan yer oldu. En gurur duyduğumuz anlardan biri, “IFLC” gösterisi sırasında canlı olarak seslendirdiğimiz “Der beste Moment” adlı Alman rock performansımızdı. Bu şüphesiz yılın en büyük başarısıydı. Ancak biz başarılarımızla yetinmeyen bir ekipiz. Aslında, daha önce hiç olmadığı kadar enerjik ve coşkuluyuz, çünkü destekçilerimize taze ve yeni müziğimizi tanıtmak istiyoruz. Repertuarımızı genişlettik ve onu dünyayla paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Müzikal yolculuğumuzla ilgili güncellemeleri takip etmek isterseniz, bizi Instagram sayfamızı takip ederek destekleyebilirsiniz: @0blivionband. Oblivion Band’ın hikayesi sadece müzik yapmakla ilgili değil; bir miras oluşturmakla ilgilidir. Ben ve grubumuz ününü yaratmıyoruz, birbirinden farklı seslerin benzersiz bir karışımını oluşturuyoruz ve bu olağanüstü maceranın bir parçası olmanızı istiyoruz. Gelecekte neler olacağını kaçırmayın! Arkadaşlarınızla paylaşmak için… Instagram Diğer Yazılarımıza da Göz Atın Şebnem Ferah Sanat & Kültür Hindistan