Türün Öncüleri: Tupac Shakur

Tupac Shakur Kimdi?

Amerikalı müzisyen ve aktör Tupac Shakur, 1990’lı yıllarda “gangsta rap” tarzıyla tanınır hale geldi ve vefatından sonra bu onurlu mücadelenin simgesi oldu. Tüm zamanların en çok satan sanatçılarından biri olan Shakur, şimdiye kadar 75 milyon albüm sattı.

Tupac hassas, yetenekli ve sorunları olan bir adamdı. 7 Eylül 1996’da Las Vegas’ta arabasında vurulduktan altı gün sonra hayata gözlerini yumdu. Suikasti gerçekleştiren katil hiçbir zaman bulunamadı.

Tupac, birçok Afrikan-Amerikan’in karşılaştığı mücadeleleri ve adaletsizlikleri ifade etme misyonuyla başkaldıran bir birey olarak yola çıktı. Tupac’in bu isyankar yönü, onu kendi nesli için olduğu kadar eşitlik adına mücadele eden sonraki nesiller için de bir sembol haline getirdi.

Hayattaki en büyük mücadelesi kendisiyleydi. Kader onu gangsta rap‘in nihilizmine ve “Death Row Records” kralı Suge Knight’ın kötü şöhretli pençelerine sürükledikçe, Shakur’un işi ile hayatı arasındaki çizgiler giderek daha fazla bulanıklaştı.

Erken Hayatı


Tupac, 16 Haziran 1971’de Harlem, New York’ta doğdu. Annesi Afeni, iki çocuğuna tek başına bakarken ayakta kalma mücadelesi veriyordu. Çoğu zaman bu aile, geçici barınaklarda ikamet etmek zorunda kalıyordu.

Daha sonra, ailecek Baltimore’a taşınmaya karar verdiler. Burada Tupac, “Kendimi en özgür hissettiğim yer” olarak bahsettiği prestijli Baltimore Sanat Okulu’na kaydoldu.

Tupac’ın Ailesi


Tupac’ın annesi Alice Faye Williams, liseden terk ve Kuzey Karolina’lı bir hizmetçinin kızıydı. 1970 yılında, ırksal bir çatışma yaratmayı planlama suçlamasıyla kefaletle serbest bırakıldığında, Tupac’a hamile kaldı. Ertesi yıl mahkemede, daha sonra oğlunun miras alacağı hitabet yeteneğini sergileyerek kendini etkili bir şekilde savunduktan sonra temize çıkarıldı.

Alice Faye Williams, Kara Panter Partisi’nde aktif rol aldıktan sonra adını Afeni Shakur olarak değiştirdi. Afeni, Mayıs 2016’da 69 yaşında vefat etti.

Tupac’ın babası Billy Garland da Kara Panter Partisi’nin bir üyesiydi. Tupac daha beş yaşındayken, eşi Afeni ile bağlantısını kopardı. Rapçi, 23 yaşına gelene kadar babasını bir daha görmeyecekti. 1996’da Vibe dergisi için Kevin Powell ile yaptığı röportajda, “Tüm hayatım boyunca babamın ölü olduğunu düşündüm.” dedi. “Bana ip atlamayı öğretecek bir babaya ihtiyacım olduğunu hissediyordum ve bende yoktu.”

Tupac’tan iki yıl sonra Afeni, Sekiya adında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Ancak Sekiya’nın babası Mutulu Shakur da onları terk edecekti.

Jada Pinkett Smith ve Tupac’ın Arkadaşlığı

Tupac, genç bir aktris olan Jada Pinkett-Smith ile ilk kez Maryland’deki Baltimore Sanat Okulu’nda karşılaştı. Sonrasında Jada, Tupac’ın “Strictly 4 My Niggaz” müzik videosunda rol aldı.

2017 de vizyona giren Tupac filmi ‘All Eyez on Me’de, Pinkett-Smith de bir karakter olarak yer aldı. Verdiği bir röportajda, Tupac ile ilk tanıştığında bir uyuşturucu satıcısı olduğundan bahseden Jada, daha sonra muhabirlere filmin ilişkilerini “çok incitici” olarak “yeniden tasavvur” ettiğini düşündüğünü açıkladı.

“Ah, bu sevimli kıza sahipsin ve bu havalı adama sahipsin, onlar bu işin içinde olmalılar – hayır, bu hiç de öyle değildi. Bu hayatta kalmakla ilgiliydi; aramızdaki şey her zaman hayatta kalmakla ilgiliydi.” dedi.

Kaliforniya’ya Taşınmak ve Şöhrete Yükselmek

Tupac’ın ailesi, suçla dolu Baltimore mahallesinden ayrıldıktan sonra, Kaliforniya’nin Marin şehrine taşındı. Robert Sam Anison’ın, 1997’de Vanity Fair için Tupac hakkında yazdığı ve ölümünden sonra yayınlanacak olan kapsamlı makalesine göre, “burası ortalama küçük bir gettoydu”. Afeni, Marin’de kokain bağımlılığından vazgeçti; fakat Tupac, annesinin uyuşturucu satın aldığı aynı sokaklarda narkotik satmaya devam edecekti.

Tupac, hip hop tutkusu nedeniyle (en azından bir süre) suç dolu bir hayattan uzak durdu. 1989 baharında 17 yaşındayken bir parkta yaşlı ve beyaz bir kadın olan Leila Steinberg ile tanıştı. Winnie Mandela hakkında konuşmaya başladılar. Steinberg’in daha sonra anlatacağı gibi Mandela, “yelpaze gibi kirpikleri, taşan karizması ve cok bulaşıcı bir kahkahası” olan genç bir adamdı.

Tanıştıklarında, Tupac takıntılı bir şekilde şiir yazıyordu ve müzik endüstrisi deneyimi olmayan Steinberg’i menajeri olmaya ikna etti.

Sonunda Steinberg, Tupac’ı müzik menajeri Atron Gregory ile tanıştırdı. Ardindan ona, 1990’da hip hop grubu ‘Digital Underground’ için roadie ve dansçı olarak çalışacağı bir iş buldu. Kısa süre sonra Tupac, 1991’de aldığı Dan Aykroyd komedisi “Nothing but Trouble”ın müziklerini kullanan, “Same Song” adli kayıt ile çıkış yaptı. Aynı yılın Ekim ayında Tupac, Digital Underground’ın “Sons of the P” albümünde de yer aldı.

Grubun menajeri olarak Steinberg’in yerini alan Gregory, “Interscope Records” ile Tupac için bir kayıt sözleşmesi imzaladı. Anlaşmanın ardından, Sons of the P’den bir ay sonra, Tupac’ın ilk solo albümü olacak olan “2Pacalypse Now” yayınlandı.

Tupac sık sık yanlış anlaşıldığından şikayet ederdi. Verdiği bir röportajında Gazeteci Chuck Phillips’e “Hayattaki her şey çok güzel değil” dedi. “Bir sürü cinayet ve uyuşturucu var. Bana göre mükemmel bir albüm zor, eğlenceli ve sevecen şeylerden bahseder. … Beni rahatsız eden şey, yazdığım pek çok hassas şeyin fark edilmeden gitmesi” diye ekledi.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *