Bir Balığın Feryadı
- Nemocuuk
- Mayıs 8, 2025
Böyle olmasını istiyor muydum?
Neyin olmasını istiyordum?
Uzun zamandır emin değilim.
Birçok şey geçti şu “kısacık(!)” hayatımda gözlerimin önünden.
Yeter miydi?
Ne yeterdi?
Yeten neydi?
Böyle mi olmalıydı her şey?
Rıza neydi?
Razı olmak, kimlere biçilmiş bir payeydi?
Ben, neye razı olabilir veya neye itiraz edebilirdim?
Bilmiyorum.
Belki de, razı olma şansımın ellerimden kayıp gitmesine izin verdim.
Ben mi verdim?
Veren kim?
Verem kim?
Ben kimim?
Neden cevap aradıkça artıyor sorular?
Bilinmezler dehlizinde kaybolmuş bir haldeyim.
Hoş salih-i selametteyken de, bu okyanusu özlerdim.
Kendimi bildim bileli,
Kendimi bilmez bir halde çırpınışlardayım.
Kendimi, kendi akıntısını bulmuş sanmaktayım.
Daha önce de bulduğunu sanmamış mıydın ey kalp?
Neden kaybettin tekrardan?
Neden buldum sandın?
Neydi bulduğun,
Neydi buldum sandığın?
Sonra dönüp dolaşıp,
Ait olduğun yere,
Bilinmezler dehlizine,
Geri dönmedin mi seke seke?
Şu okyanustan çıktığın vakit,
Daha çok oksijene kavuşacağını zannediyorsun.
Oysa ki onlar seni boğan şeyin ta kendisi.
Sen buraya, kulaç atmalara aitsin.
Sen, okyanusa aitsin,
Kelimelerin uçsuz bucaksız deryasına…
Boğuldun mu?
Su burada.
Sû da burada.
Çay da var içersen.
Rıza göster bulunduğun yere.
Rıza mı?
Uç, aç kanatlarını demiştik hani?
Deniz seviyesinden direkt Ağrı’ya çıkasın var.
Yok mu?
Var.
Sonra ne oldu?
Ağrı’dan buraya akan nehirler
Beni sana geri getirdi.
Sen kendini güvenli limanında buluverdin.
Tilki de olsan, balık da olsan,
Dönüp dolaşacağın yer burası.
Mı acaba?
Utanıyor musun balık olmaktan,
Kendine balık demekten?
Hani hiçbir şeye pişman olmazdın sen?
Geri dönmen gerekiyordu dost, özledim seni.
Bırakıp gitme bir daha beni.
Gitme, gitsen de dön her seferinde geri.
Sen uçsuz bucaksız bir muamma,
Bense garip bir serseri.
Saat gece iki
Ve ben bilmiyorum bulunduğum yeri.
Artık tırmanmaktan korkan birisi var benden beri.
Sen inkar etsen de,
Çok kalmadı aslında gözlerimin feri.
Ne yavaş yüzesim var artık,
Ne de seri.
Beni kararımdan vazgeçirebilir mi bilmiyorum,
Gelse bir peri.
Bu yüzden şair demişti sana, Abla dedikleri.
O görüyor muydu ki
Göğsümdeki kesikleri?
Saklarım aslında, kafesimdeki delikleri.
Bir ben bilirim bir Allah, kalbimdeki körükleri.
O da sana
Gel toplayalım diyor zaten
Gönlündeki kırıkları.
O kabul eder hep bilirsin,
Gönlü kırıkları.
Boşuna değil bunca insanın
Söyledikleri-saydıkları.
Boşuna değil mi gerçekten?
Boşuna değil.
Perileri beklemeyeceğim artık.
Gül gelsin, yahut diken…
Sen en iyisi mi gül,
Geçsin.
Teslim olduğunu cümle alem bilsin.
Seni seven sevsin,
Sevmeyen sevmesin.
Olan olsun,
Olmayan olmasın.
Kalırsa bahtımıza
Bir tatlı rıza kalsın.
Uçsa da gönlümdeki kuşlar,
Bedenim derinlere dalsın,
Gözlerim seyre dalsın.
Be çınar!
Sen de şu garip dünyada
Bir garipçik dalsın.
Kimine ekşi şerbet,
Kimine acı balsın.
Şu hayret-engiz denizde
Bazen garip salsın.
O zaman?
O zaman neyler duyulsun, tamburlar çalsın.
Ileridekiler,
Bırak ileride kalsın.
Sen onların seyrinden muafsın.
Hoşsun, tatlısın
Ama çok katlısın.
Bazen öyle-böyle
Bazen asık suratlısın.
Yavaş be dost,
Sen çok süratlisin!
En sevgiliye, sen de sevgilisin.
Ölüsün, bilirim, pek müteessirsin.
Ne yapalım, hayat,
Gelen sevimlidir dersin.
Belki de tam burada biter dersin.
Belki de bitmez.
Belki de…