ÖZET
“Hayatta en tehlikeli şey gerçekleşmemiş hayallerdir.” diyor yazar Michael Ende. Büyük bir şehir kentinin tiyatrosunda yaşayan küçük kız çocuğu Momo, hayal dünyası ve yetenekleriyle beraber bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta zamanları, zaman ötesi dünyaları ve insanların yaşadığı kayıplardan bahseder. “Zamanım bol” diye başladığınız her sözün aslında gerçekten bol olup olmadığını masal yoluyla anlatan bir kitap.
Biyografi
Almanya’da 12 Kasım 1929 tarihinde doğan Michael Ende, savaş sonrası dönemin en başarılı Alman yazarlarından biriydi. Dünya genelinde 40 farklı dilde 20 milyonun üzerinde kitap sattı ve eserleri sinema filmlerine, tiyatro oyunlarına ve operalara uyarlandı. Küçük bir çocukken, babasının sanat eserlerinin sürrealist doğasıyla büyüdü ve resimleri kadar renkli bir hayal gücü geliştirdi.
Ende’nin hayal gücü, edebiyatına yansıdı. Şiir, öykü ve romanlar aracılığıyla, okuyucularını dünyayı yeni yollarla görmeye ve deneyimlemeye yönlendirmeye çalıştı. Her bir eseri, dünyanın gizli mesajlarını keşfetmek için atılmış bir adımdı. 28 Ağustos 1995 tarihinde aramızdan ayrıldı, ancak genç ruhların kalplerinde bir miras bıraktı ve hikayeleri yaşamaya devam ediyor.
İnceleme
Zaman göreceli bir kavramdır. Bazen bir saatte otuz tane iş hallederken, bazen de bir bakarız altı saat geçmiş ama biz hiçbir şey yapmamışız.
Zaman göreceli olduğu kadar aynı zamanda bir ilüzyon gibi bize geçmişi, şimdiyi ve geleceği aynı anda gösterebilir. Sonuçta, geçmiş bir anıdan ibarettir, gelecekse tamamen bizim kafamızda kurduklarımızdan… Ortada sadece şimdi vardır ve o bile akıp giderken bir anda geçmiş olur. İşte bu yüzden kitaptaki “her şeyi aynı anda yapamama” olayı çok önemlidir. Kaldırımları süpüren adam kıza neden sadece bir sonraki adımını düşünmesi gerektiğini anlatırken, eğer bütün sokağı düşünürse, daha henüz başlamadan yorulacağını söyler. Bu da tam olarak bizim günlük hayatta henüz olmamış, belki hiç gerçekleşmeyecek olaylar için sabrımızı dağıtmamıza benzer. Eğer sadece şimdiki adımımızı düşünürsek, kitaptaki adamın dediği gibi hem yorulmamış oluruz, hem de işimizi severek ve zevk alarak yaparız. Sonuçta bu hayattaki en önemli şeylerden biri de yaptığımız her şeyi aşk ve şevkle yapmaktır, çünkü hayattan ancak öyle lezzet alabiliriz.
Ödüller
Deutscher Jugendliteraturpreis, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü, 1974