Geldi yine günün o vakti; insanın kendisiyle baş başa kaldığı, yalnızca kendi sesini duyabildiği an. Kimisi için tamamen yalnızlık, kimisi için de günün en can alıcı zamanı. Karanlığın çökmesiyle birlikte, insanın içine de karanlık çöküyor sanki. Duygular ve hisler fışkırmaya başlıyor. Sanki aydınlık, gün ışığı onlara zarar verirmişçesine… Belki de hayır, kendilerini göstermeye fırsat bulamıyorlar. Gün içinde insan, öyle bir koşuşturmacanın, curcunanın içindeki duygulara yer bile kalmıyor. Nihayet karanlık çöküyor, insanlar evlerine çekiliyor ve meydan yıldızlara, aya kalıyor. Ah evet, yıldızlar ve ay… İnsanı, karanlığın ortasında yalnız başına kalmışken, kendini ve duygularını sahneye davet ediyorlar. Çünkü biliyorlar ki insan, kısa bir süreliğine de olsa, artık bir başına. İşte tam da bu yüzden, bazısı için günün en huzurlu anı. Çünkü artık insanı dinleyecek, ona kulak verecek ve yargılamayacak, ısrarcı olmayacak, sadece gözlerinin içine bakarak yanında olduğunu hissettirecek dinleyicilere sahip. Başını kaldırıp gökyüzüne baktığında, kartpostallık bir manzaranın karşısında, insan kendini anlatmaya başlar ister istemez.
Böylece insan, karanlığın ve sessizliğin kollarında kendi iç dünyasına doğru bir yolculuğa çıkar. Zihninde biriken düşünceler, gün boyunca üzerine örtülen perdelerden sıyrılıp yavaş yavaş sahneye çıkar. Pişmanlıklar, umutlar, belki de hiç dile gelmeyen hayaller ve korkular… Her biri, gökyüzündeki yıldızlar gibi tek tek görünür hale gelir. Bu an, belki de bir yüzleşmedir insan için. Kendisiyle baş başa kaldığı, kimseye hesap vermek zorunda olmadığı bir mahkeme. Ama bu mahkemede ne savcı ne de hâkim vardır; sadece insanın kendisi ve yıldızlar.
Tam da bu noktada, insan, düşüncelerinin ne kadar derin olabileceğini fark eder. Kendi sesini ilk defa duyar gibi olur. Belki bu ses bir uyarıdır, belki bir rehber, belki de sadece bir dost. Bu sessizlik, insana neyi hatırlatır? İçindeki fırtınaları mı, yoksa huzuru mu? Bu sorunun cevabı, karanlıkla kurduğu ilişkiye bağlıdır. Çünkü karanlık, sadece bir örtüdür; altında ne olduğunu yalnızca insanın kendi bilebilir.
One Response
Vakit gelir, insan yıldızların altında kendisiyle baş başa kalır çünkü. Gün içerisinde köşe bucak kaçtığı kendisinden. Belki aradığı, ondan kaçtığını fark edemediği için bulamadığı… Ecelden kaçış yok maalesef. Ama yine de ölüm güzel şey.