Tekerlemeler 

Tekerlemeler Bilal Uygur Ağustos 15, 2023 İletişim dendiği zaman aklımıza ilk olarak dil ve mimikler gelir. Hangisinin daha önemli olduğu konusu ise görecelidir; fakat dil ve mimikler, iletişimde kendilerince ayrı ayrı önemli yer edinirler. Dil, duygularımızı ve fikirlerimizi en rahat ve en açık şekilde ifade edebildiğimiz iletişim aracıdır. Bilgi, his ve olay aktarımı yapabildiğimiz dil sadece bununla kalmayıp bizlere aynı zamanda çok eğlenceli fırsatlar sunar. Dilin esnekliği ile beraber yapılabilen şakalar, metaforik ifadeler ile insanlar birbirlerini güldürme imkanı bulur.  Bu fırsatlardan birisi de tekerlemelerdir. Sözlüklerde ”ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eş sesli kelimelerle kurulu konuşma” anlamlarına gelen tekerleme masal, öykü, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.Tekerlemeler, söz, sözcük ve seslerin benzerliklerinden faydalanarak söylenen, yarı anlamlı, hoş cümlelerdir. Ölçülü ve kafiyeli olan basmakalıp sözler denebilir.Bir nevi söz cambazlığı adı da verebileceğimiz tekerlemeler tamamen anlamsız ifadelerden de oluşabilir. Çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, ebe seçmek ve konuşma kabiliyeti kazanmak için kullanılan sözlerdir.“Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortadaki su şişesi.” örneğinde görüldüğü üzere, ses benzerliği üzerine kurulu olan bu tekerleme, dilin anlamsal yönünden ziyade eğlenceli bir ses kullanımına odaklanmaktadır. Tekerlemeler, dilin ses yapısını ve ritmini vurgulayarak dinleyicilerde hoş bir kulağa sahip olma hissi uyandırır ve dil becerilerini geliştirmede önemli bir rol oynarlar. Tekerlemeler, çocukların eğlenmesine yardımcı olduğu gibi dil ve hafızalarının gelişiminde de büyük rol oynamaktadır. Tekerlemeler hem dilin içerdiği sesleri hem de cümle yapılarını anlama açısından çocuklara destek olmaktadır. Bu şekilde konuşma becerilerini geliştiren etkili bir yöntem haline gelir. Bunun yanı sıra anlamı olsun veya olmasın benzer seslerin bir araya geldiği tekerlemeleri öğrenmeleri aracılığıyla ezber yeteneklerinin gelişmesine de katkı sağlar. Sadece kişisel gelişim değil aynı zamanda birlikte eğlenme, öğrenme bilincinin kazanılması da sosyal gelişim açısından kişileri destekler niteliktedir. Tekerlemeler, yukarıda saydığımız noktalarla beraber, çocukların hem dil becerilerini hem de sosyal becerilerini eğlenceli bir yolla  geliştirebilecekleri bir fırsat sunar. Bu fırsat aynı zamanda toplum karşısında utanç duyduğundan dolayı konuşmakta zorlanan çocuklar için bir yöntem olarak düşünülebilir. Tekerlemelerden bu kadar bahsetmişken sizlere bir tekerleme ile meydan okumazsam yazı eksik kalır, hodri meydan: Muvaffakiyetsizleştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine. Arkadaşlarınızla paylaşmak için…​ Diğer Yazılarımıza da Göz Atın​ Şebnem Ferah  Sanat & Kültür Hindistan

Rüzgar

Rüzgar Bilal Uygur Temmuz 15, 2023 Issız bir gece vakti, 19.yy. Londra’sını andıran sokak lambaları ile sokağın görüntüsü insanın hoşuna gidiyordu. Sonbaharın getirdiği yağmur ile yerlerin ıslaklığı ve zeminden gelen o soğuk hava tatlı bir üşüme hissiyatı oluşturuyordu. Otobüsün gelmesine henüz 17 dakika vardı. Gözlerini kolundaki metal saatten ayırıp tekrar ıslak taş yola bakarken bir yandan eliyle atkısını burnunun üzerine doğru çekti. Rüzgâr kuvvetini arttırarak her seferinde daha da soğuk esiyordu. Ellerini tekrar montunun cebine doğru götürürken etrafına baktı. Sonbaharın gelişiyle beraber yapraklarını dökmeye başlamış olan ağaçlara baktı. Birçoğu henüz yapraklarının yarısını dökmemişti. Hayat döngüsünün sonunda olan o yapraklar rüzgârın esintisiyle beraber kulaklarına hışırtı seslerini dinletiyordu.  Rüzgâr, o seslerin çıkmasına sebep olurken aynı zamanda o sesleri kendisine getirmesinde yardımcı oluyordu. “En azından sessizlik içerisinde gömülmüş durumda değilim, beni yalnız bırakmayan yapraklar var” diye geçirdi içinden. Soğuk havadan daha fazla etkilenmemek için havanın kendisiyle olan bu iletişimini düşünüyor, kendisini meşgul etmeye çalışıyordu. Sol elini montunun cebinden çıkartarak bir kere daha saatine götürdü gözlerini. 14 dakika vardı hâlâ. O kadar düşünceden sonra sadece 3 dakika mı geçmişti? Arkadaşını ziyaretinden bu kadar geç döneceğini tahmin etmemişti. Sadece 2 saat kalıp çıkmak niyetindeydi. Ancak -bir klişedir ki- muhabbet muhabbeti açmış 5 saat geçirmişti onun evinde. Uzun zamandır yüz yüze konuşamadıklarından olsa gerek, bir türlü sohbetlerini sonlandıramamışlardı. Bahçede otururken hava gayet güzeldi. Bu kadar soğuk olmadığından emindi. Veya yanlarında sürekli çay olduğundan soğuğu bu kadar hissetmemişlerdi. O sırada rüzgâr yüzlerine tatlı tatlı vuruyor, sohbetlerine eşlik ediyor ve kendilerini rahatlatıyordu. Şimdi ise hava kararmış, yağmurlu bir havada tek başına otobüs bekliyordu ve soğuk daha etkili olmaya başlamıştı.  Düşünceleri, bir o yandan bir bu yana savrulurken burnuna bir koku geldi. Yağmur kokusu muydu acaba? Hayır, en sevdiği kokuyu anlayamayacak değildi. Yakınlardaki evlerden birinde ekmek yapılıyor olmalıydı. Aç olmamasına rağmen o taze ekmekten tatmak istedi. Bu saatte ekmek yaptıklarına göre ya çok kalabalıklar ya da kahvaltı için şimdiden ekmeği yapıyorlar diye düşündü. Küçükken evde yapılan ekmekleri hatırladı. Ekmekler yapılır daha sonra bir sofra bezinin içine sarılırdı. Gerçi onlar sabah kahvaltıdan önce yapardı, bu sayede sıcak sıcak sofraya oturur oturmaz midelerine yollardı. Hatta eğer misafir gelecekse 2-3 tane yapılır, birileri ekmek ile uğraşırken ev ahalisinin geri kalanı kahvaltı sofrasının geriye kalanını hazırlardı. Her şeyden önce çay demlenir hazır beklerdi. Daha kahvaltı sofrasına oturmadan herkes en az birer bardak çay içerdi. Yaşanan büyük heyecan, sabahın nuruyla birleşince çok daha tatlı olurdu. Güneşin yeni doğduğu, sabahın hafif soğuk rüzgârıyla beraber bahçede içilen o çayın verdiği haz ise tarif edilemezdi.  Nedense her hikâyede rüzgâr var diye düşündü bir anda. Otobüsü beklediği an da dahil, arkadaşıyla otururken, çocukluğunda bahçedeyken, güneşin doğduğu an ve daha birçok anda rüzgâr hep vardı. Rüzgâr, hem daha soğuk hem de daha sıcak hissettiriyordu. Bazı anlarda vardı ki soğuk olsa bile o anı ısıtıyordu. İnsanı titretse bile o kadar farklı hislere bürüyordu ki işte istediğim rüzgâr, bu rüzgâr dedirttiriyordu. Kokuları, sesleri, insana ulaştırıp anıları canlandırıyordu. Rüzgâr ile hemhal ederken bir kez daha saatine bakınca hâlâ 9 dakika olduğunu gördü. Elini tekrar cebine götürürken, sanırım rüzgârın ulaştıramadığı tek şey zaman diye düşündü ve gözlerini kapatıp soğuk havada üşümeye devam etti. Arkadaşlarınızla paylaşmak için…​ Diğer Yazılarımıza da Göz Atın​ Şebnem Ferah  Sanat & Kültür Hindistan

Müzikli Kitap

Müzikli Kitap Bilal Uygur Mayıs 15, 2023 Tam kulaklığımı takıp, kitabıma devam etmeye yeltenmiştim ki, yanımda Playstation’ında oyun oynayan şahsiyet, bir anda yaptıklarımı fark ederek, “kardeşim sen deli misin nesin?“ diyerek başka bir dünyaya seyahat etmemi engellemeyi başarmıştı.“Hayırdır, uslu uslu kitabımı okuyacağım işte,” dedim biraz da tepki göstererek. Oyununu durdurup kulaklığını çıkartınca dedim ki aha yine kafayı açacak, başlıyoruz.. “Kitap okurken aynı zamanda müzik mi dinleyeceksin?” diyerek sözüne devam etti. Ben hala kafamda bu yaptığımın delilik ile ne alakası olduğunu anlamaya çalışırken bu soru gelince ilk anda bir afallarken bu sırada o sözlerine devam etti: “Sonuçta kitaba odaklanman gerekiyor ve dışarıdan gelen başka etkileşimlerden dolayı konsantrasyonunu kaybetmen ve okuduğun şeyi gerçekten anlamıyla algılayamaman muhtemel.” Kitabın arasına ayracı koyarken şu şekilde cevap verdim: “Bir konuda haklısın, odaklanılması gereken bir şey varken müziği de eklemek, bu odağın kaybolmasına sebebiyet verebilir. Ancak bu aynı zamanda kişiden kişiye de değişebilecek bir durum. Mesela benim için hem kitap okumak hem de müzik dinlemek, güzel bir ahenk içerisinde gerçekleşen bir durum. İki farklı sanatın, iki farklı dünyanın bir araya gelmesiyle beraber oluşan atmosferde, kitapların dünyasına yolculuk etmek benim için daha muazzam bir hale geliyor.” Arkadaşım gülerek: “Anlaşıldı, manyaklıkta bir çığır açıyorum diyorsun yani,” diyerek şakayla sözlerine başlayarak şöyle devam etti: ”Herkeste farklı bir etki oluşturacağı bir gerçek. Ancak bu kadar zevkle hem müzik dinleyip hem de kitap okuyanı da ilk defa görünce şaşırmadım değil. Bir dahakine ben de bir deneyeyim en iyisi, ama önce oyun oynamaya devam.”  “Keyifli oyunlar,” diyerek kısa ve öz muhabbetimizin sonuna geldiğimizin farkına vararak huzurla kulaklığımı takarak kitabıma gömülüyorum şimdi. Arkadaşlarınızla paylaşmak için…​ Diğer Yazılarımıza da Göz Atın​ Şebnem Ferah  Sanat & Kültür Hindistan