Birçoğunuzun bu hastalığı daha önce duymadığına eminim. Zaten bu hastalığın resmi olarak kayıtlarda geçtiğini bile zannetmiyorum. İvan Gonçarov, yazmış olduğu “Oblomov” eserinde bu hastalıktan bahseder. Bu hastalığa yakalanıp yakalanmamak bizim elimizde, o yüzden yakalanmamaya dikkat etmek lazım. Şimdi neymiş bu hastalık bir göz atalım.
Rusya’da yaşayan eğitim görmüş ve toprak sahibi bir şahsiyet olan Oblomov, hep sakin ve tantanasız bir hayat yaşamayı hayal eder. Yaşantısı tamamen rahatlık üzerine kuruludur ve evi düzensizlik içerisindedir. Bunun yanısıra sahip olduğu topraklarda bazı sorunlar çıkar. Bu sorunlarının bilincinde olup yerinden kalkıp bir seyler yapmasi gerektiğinin de gayet farkındadır. Fakat harekete geçmeye gelince kılını kıpırdatamaz. Her gün öğlen saatlerine kadar uyur ve tüm gününü sadece yapması gereken şeyleri düşünerek geçirir. Sonuç olarak bir şey yapamadan günler gelir geçer.
Ştoltz ise Oblomov’ un en iyi arkadaşı olup sürekli çalışan, her konuda bilgi sahibi, kültürlü ve idealleri olan bir şahsiyettir. Çalışmayı ve öğrenmeyi adet edinen Ştoltz, hayatının her anında gezer, çalışır ve didinir. Ailesini göz ardı etmez ve çevresindekileri de hareketlendirmeye çalışır. Gayretli olması hasebiyle değerli arkadaşını bulunduğu bu durumdan kurtarmak için elinden geleni yapar. Oblomov’u gezmeye götürür, farklı insanlarla tanıştırır. Hayatına yeni heyecanlar katmak için çabalar. Dostunu Oblomovka Hastalığı diye adlandırdığı bu hastalıktan kurtarmak için elinden geleni yapar ve nefsine karşı güçlenmesine yardımcı olmaya çalışır.
Aslında herkesin içinde bir Oblomov ve bir Ştoltz yok mudur? İçimizdeki bu tembellik ve üretkenlik sürekli bir çatışma içinde değil midir? Birçok insan hayatındaki seçimlerini gozden gecirip bu savaşın galibi olurken, Oblomov yerinden kıpırdamak istemez çünkü bulunduğu yerden memnundur. Her ne kadar her şeyin farkında ise de ilk adımı atmaya her daim üşenir. Ştoltz ise tam tersidir. İdealleri için hiçbir zaman harekete geçmekten geri durmaz. Üşenmeye dahi zamanı yoktur. Bu yolda ilerlerken sadece kendisi için değil, aynı zamanda çevresindekileri de kendi doğrularını bulmaları için harekete geçirmeye çalışır. En nihayetinde, insanin icindeki bu ikilemde hangisinin sözüne kulak vereceği kendisine kalmıştır.
Oblomovka hastalığına yakalanmamanız dileğiyle…