Sensizliğin İzleri

Ağır geliyor bana sen olmak bile.
Burası eski değil, yeni olamayacak kadar da taze.
Soluduğu hava, ağır gelir mi insana?
Düştüğümde sığınacağım liman nerede, ha söyle bana!

Madem yanılacaktı insanoğlu hep,
Ne diye çıktı içinden koca gül bahçesi?
Ben mi şaşırdım yolumun uzunluğuna?
Yoktu ki yanımda beni benden alan bir yar, bir ana…

Konuşmak yetmedi be baba!
Taşıdım içimde eski mapusluğumu;
Tekrara sarmanın verdiği delirmenin kıyısı;
Sandım ki bu şehir sarar beni.
Saracak çok şey varmış bu dumana…

Gayemin güzelliğini idrak edemeden sordum bahçıvana,
“Gözyaşımdaki saklı nedir?”
Acıyı tatlı eden dudaklarıma,
Aldı beni, olamadan renklerin en güzeli.
Meğer yanımdakilermiş beni cevher eden deli!
Kıpır kıpır edermiş kapı aralığındaki güzel bahaneler.

Beni derbeder eder seni bulamadan,
Göçüp gitmek, sandaldan gelen tıkırtılardan.
Selam söyleyin kokusu kalmış yollardan!
Hoş ki olduran ben değilmişim, gönlümde bir yer edinmişsin,
Öyle söyledi yansıyışımdaki sensizliğin izleri.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *